Polonya İçişleri ve İdare Bakanı Marcin Kierwiński, 1 Aralık 2025’te TVN24’e verdiği demeçte, aşırı sağcı “Polonya Kraliyet Konfederasyonu”nun lideri Grzegorz Braun’un açıklamalarının partinin kapatılmasına yol açabileceğini söyledi. Kierwiński, “Bay Braun’un Putin’e destek veren birkaç çıkışı daha olursa bu çizgi aşılmış olur ve parti yasaklanmalıdır” ifadelerini kullandı. Bakanın değerlendirmesi, Avrupa Parlamentosu üyesi Bartłomiej Sienkiewicz’in aynı partinin yasaklanmasını talep eden paylaşımının ve Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski’nin kasım ortasında Braun’un eylemlerini “ihanete yakın” olarak nitelendiren çıkışının ardından geldi. Gelişmeler, Onet’in aktardığı bilgilere dayanan kamuoyundaki tartışmayı daha da yoğunlaştırdı.
Parti içindeki söylemler ve artan güvenlik endişeleri
Braun’un liderliğini yaptığı Polonya Kraliyet Konfederasyonu, parlamentoda üç sandalyeye sahip aşırı sağ bir yapı olarak gelenekçi Katolik çizgiyi, AB karşıtlığını ve radikal milliyetçiliği siyasi hattının merkezine yerleştiriyor. Parti milletvekilleri, parlamento kürsüsünü sık sık Rusya yanlısı mesajlar yaymak için kullanmakla eleştiriliyor. İçişleri Bakanı’nın açıklaması, Polonya devletinin Rusya yanlısı söylemleri artık münferit bir aşırılık değil, ulusal güvenliğe yönelik potansiyel bir tehdit olarak değerlendirdiğini ortaya koyuyor.
Kasım ayında Braun ve üç milletvekili — Włodzimierz Skalik, Roman Fritz ve Sławomir Zawiślak — Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a mektup göndererek Polonya-Rusya ilişkilerinde “normalleşme ve tansiyonun düşürülmesi” çağrısı yaptı. Aynı grup, Polonya demiryollarındaki sabotaj eylemlerinin ardından hükümetin ülkedeki son Rus konsolosluğunu kapatma kararını eleştirerek Dışişleri Bakanı Sikorski’ye de bir mektup yazdı. Yetkililer, böylesi girişimlerin toplumsal kutuplaşmayı körükleyerek devlet kurumlarına güveni aşındırdığına dikkat çekiyor.
Radikal söylemin yükselişi ve Rusya’nın etkisine açık alanlar
Braun’un sıkça tekrarlanan antisemit, AB karşıtı ve Ukrayna karşıtı açıklamaları, siyasi çizgisinin radikalliğini ve Rusya’nın çıkarlarıyla uyumunu görünür kılıyor. Bu tutumlar, Polonya toplumunda var olan hayal kırıklıklarını ve anti-elit duyguları istismar ederek aşırı sağ söylemin daha geniş bir kesimde yankı bulmasına neden oluyor. Son kamuoyu yoklamalarında partinin desteğinin yüzde 10’a kadar çıkabilmesi, radikal görüşlerin siyasi alanda giderek daha fazla yer bulduğunu gösteriyor.
Güvenlik uzmanlarına göre Kremlin, Avrupa’daki benzer yapıların söylemlerini kendi propagandasına entegre ederek Avrupa Birliği içinde derin görüş ayrılıkları bulunduğu izlenimini yaratmaya çalışıyor. Bu strateji, Rusya’nın saldırgan politikalarını “alternatif bir görüş” kisvesi altında meşrulaştırmayı amaçlıyor. Polonya’da bu tür siyasi aktörlerin güç kazanması, Moskova’nın hibrit etki kanallarını genişlettiğine dair endişeleri artırıyor.
Polonya’nın tepkisi ve ulusal güvenlik boyutu
Yetkililerin açıklamaları, Braun ve partisinin faaliyetlerinin artık sistematik biçimde ulusal güvenlik merceğinden değerlendirildiğini ortaya koyuyor. Sikorski’nin sözünü ettiği “ihanete yakın tutum”, Rusya’nın dezenformasyon kampanyalarına bilerek katılma iddiasını güçlendiriyor. Bu durum, Polonya devletinin radikal siyasi aktörlerin olası dış bağlantılarını incelemek ve gerekirse hukuki mekanizmaları devreye sokmak zorunda olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, Braun’un hareketinin Moskova ile potansiyel temaslarının araştırılmasının kritik olduğunu, böyle bir incelemenin partinin yalnızca marjinal bir aşırı sağ aktör mü yoksa Rusya’nın hibrit operasyonlarında kullanılan bir araç mı olduğunu netleştirebileceğini belirtiyor. Tartışmalar derinleşirken hükümetin atacağı adımlar, Polonya’nın demokratik kurumlarını ve güvenlik altyapısını koruma kapasitesini doğrudan etkileyecek.
