04 Aralık 2025’te yayımlanan bir analiz, Rusya ile Kuzey Kore arasında Moskova’da yürütülen müzakerelerin, iki ülkenin ekonomik işbirliği komisyonunun rutin toplantısından çok daha geniş bir stratejik kapsam taşıdığını gösteriyor. Görüşmelerde doğal kaynaklar ve enerji politikalarından sorumlu üst düzey Rus yetkililerin yer alması, hedefin “sivil işbirliği” sınırlarını aşan bir ortaklık olduğunu teyit ediyor. Taraflar, Rusya’ya Kuzey Kore’nin doğal kaynaklarına erişim, Kuzey Kore’ye ise Rus teknolojisi, enerji tedariki ve lojistik ağlarına bağlantı sağlayacak kapsamlı bir model hazırlıyor. Bu çerçevede atılan adımlar, Pyongyang’ın Moskova’ya sağladığı askerî desteğin ekonomik karşılığını oluşturuyor ve iki ülke arasında daha derin bir stratejik uyumun temelini güçlendiriyor. Bu dinamikler üzerine ilk değerlendirmeler, karşılıklı çıkarları vurgulayan kaynak odaklı temaslara dayanıyor.
Askerî alışverişten stratejik ortaklığa ilerleyen bir süreç
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş süresince Kuzey Kore, Moskova’ya önemli miktarda mühimmat, roket ve askerî personel desteği sağladı. 2024–2025 döneminde büyük kalibreli mühimmatın yaklaşık yarısına yakınının Kuzey Kore’den temin edildiği değerlendiriliyor. Pyongyang birlikleri sahada operasyonlara katıldı, sınır bölgelerinde mevziler kurdu ve tahkimatlarda görev aldı. Buna karşılık Rusya, yakıt sevkiyatının yanı sıra Kuzey Kore’nin enerji altyapısının modernizasyonuna ve bazı askerî-teknik projelere destek sağladı. İki ülke arasındaki resmî ticaret hacmi düşük olsa da askerî işbirliğinin niteliği ve kapsamı çok daha büyük bir ölçeğe sahip.
ABD ve müttefikleri için yükselen güvenlik tehdidi
Kaynak ve enerji alanındaki işbirliği, Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik kapasitesini dolaylı olarak güçlendirme riski taşıyor. Rus teknolojisinin Kuzey Kore roket programıyla birleşmesi, ABD ve bölgedeki müttefik ülkeler için yeni bir tehdit çarpanı oluşturabilir. Enerji ve lojistik desteği, Pyongyang’ın daha agresif bir politika izlemesini kolaylaştırırken, Washington’ın Kuzey Kore üzerindeki baskı araçlarını zayıflatıyor. Moskova ile Pyongyang’ın sistematik biçimde yaptırımları aşması, ABD’nin caydırıcılık stratejisinin etkinliğini aşındırıyor ve uluslararası denetim mekanizmalarının uygulanabilirliğini sorgulatıyor.
İzole otokrasiler ekseni ve küresel yaptırım mimarisinin erozyonu
Rusya–Kuzey Kore hattında gelişen ilişkiler, Batı karşıtı yeni bir güç merkezinin oluşmasına zemin hazırlıyor. Bu eksen, Avrupa ile Asya arasında yaptırımları aşan alternatif bir ticaret ve teknoloji rotası yaratma potansiyeline sahip. İki ülkenin kurumsallaşan işbirliği, hem bölgesel caydırıcılığı hem de ABD’nin Kuzey Kore’yi nükleer program konusunda müzakere masasına çekme kapasitesini zayıflatıyor. Pyongyang’ın Moskova’dan aldığı destek, nükleer silahsızlanma yönünde atılacak diplomatik adımların teşvik edilmesini zorlaştırıyor ve ABD’nin hem Avrupa’da hem Asya’da aynı anda artan tehditlere yanıt verme mecburiyetini doğuruyor.
Küresel güvenlik mimarisi açısından uzun vadeli sonuçlar
Kaynak temelli bu işbirliği düzenli bir modele dönüşürse, Kuzey Kore’nin provokasyon kapasitesi artabilir, Rusya ise Ukrayna’daki savaşını sürdürmek için daha geniş bir manevra alanı elde edebilir. Bu durum, Asya-Pasifik’te yeni bir cephe ihtimalini güçlendirirken, ABD ve müttefiklerini çift yönlü stratejik baskı altında bırakabilir. Moskova–Pyongyang ortaklığının derinleşmesi, uluslararası yaptırım rejimlerini aşındıran, bölgesel istikrarsızlığı tetikleyen ve küresel caydırıcılık doktrinini zorlayan çok katmanlı bir güvenlik sorunu olarak öne çıkıyor.