03 Aralık 2025’te çeşitli medya ve kanal paylaşımlarında, Rusya yönetiminin ülkedeki engelli sayısına ilişkin ayrıntılı istatistikleri kamu erişiminden kaldırdığı ortaya çıktı. Paylaşılan bilgilere göre verilerin kapatılması, Ukrayna’daki savaşta yaralananların sayısının hızla arttığı döneme denk geliyor. Konuya ilişkin ilk haberler, değişikliğin kapsamını aktaran istatistik güncellemelerine ve duruma dikkat çeken bağımsız izlem raporlarına dayandırıldı; aynı zamanda gelişmelerin kamuya yansımaması yönündeki tutumu vurgulayan sosyal medya paylaşımları da dikkat çekti.
Kamu verilerinin kapatılması ve artan engellilik oranları
Sosyal Fon, federal engelli kayıtlarının toplu özetlerini 2023 baharından sonra yayımlamayı durdurdu; erişilebilir son veri 2022’nin son çeyreğine ait. Bu tablolarda engellilik nedenleri, ilk kez engelli statüsü alan kişiler ve verilen rehabilitasyon ekipmanları gibi kritik alt başlıklar yer alıyordu. Güvenlik kurumları da 2023 itibarıyla kendi güncellemelerini durdurdu ve böylece bölgesel sayıların tamamı karanlığa gömüldü. Şu anda uluslararası sistemde yalnızca toplam engelli sayısına ilişkin genel göstergeler bulunuyor. Buna göre Rusya’da 2023–2024 döneminde engelli sayısı 190 bin kişi artarak 2006’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Savaşın izlerini saklama çabası ve devlet–toplum kopuşu
Verilerin kapatılması, devletin toplumla kurduğu ilişkinin niteliğine dair güçlü bir tartışma yaratıyor. Kamuoyuna hesap verme sorumluluğunun reddedilmesi, yönetimin toplumu bir ortak değil, bilgilendirilmesi gerekmeyen bir yönetim nesnesi olarak gördüğü izlenimini güçlendiriyor. Engellilik nedenlerine erişimin engellenmesi, savaşın insan kayıplarını görünmez kılma çabası olarak değerlendiriliyor. Bu durum, savaşta yaralananların ve kalıcı sakatlık yaşayanların hikâyelerinin resmî tablodan silinmesine yol açıyor ve yönetimin acıları saklama isteğini yansıtıyor.
Sosyal politikanın çöküşü ve artan kırılganlık
Engelli sayısındaki yükseliş, sosyal hizmet kapasitesindeki azalmayla aynı anda gerçekleşiyor. Ekonomik durgunluk ve kaynakların savaş amaçlarına yönlendirilmesi, savunmasız gruplara verilen desteklerin daralmasına yol açıyor. Bu tablo, devletin önceliklerini yeniden tanımladığını ve iç sorunların geri plana itildiğini ortaya koyuyor. Sosyal göstergelerin saklanması, biriken yapısal sorunların boyutunu gizlemeye yönelik bir strateji olarak görülüyor; bunun sonucunda vatandaşların yaşam kalitesi daha da kırılgan hâle geliyor.
Bilginin yok edilmesi ve resmi anlatının şekillendirilmesi
Engelli bireylere dair ayrıntılı verilerin ortadan kaldırılması, onların resmî tabloda görünmezleşmesi riskini doğuruyor. Bu yaklaşım, yönetimin siyasi açıdan uygun bir “istikrar görüntüsü” yaratmak adına gerçek insan hikâyelerini silmeye hazır olduğunu gösteriyor. Bu tür uygulamalar, toplumda devletin vatandaşlarını tüketilebilir bir unsur olarak gördüğü algısını güçlendiriyor. Sosyal acının saklanması, yönetimin propagandaya öncelik veren yaklaşımının derinleştiğini ve ahlaki çöküş algısını beslediğini ortaya koyuyor.
Rusya, engellilik verilerini gizleyerek savaşın uzun vadeli sosyal bedelini perdeleme yoluna giderken, oluşan bilgi boşluğu devletin gerçek durumu yönetme kapasitesine ilişkin daha ciddi soru işaretleri doğuruyor.